Hürriyet Gazetesi’nden Ayşe Arman’a gelen ihbarlardan öğrendiğimize göre devlet gebelik testi yaptıran kadınları fişliyor. Öncelikle Ayşe Arman’ın son zamanlarda kadına karşı yapılan psikolojik ve fiziksel şiddete karşı duruşunu beğendiğimizi ifade edelim. Evet, Sağlık Bakanlığı hiçbir yere göndermediğini iddia ettiği bir talimatla gebelik testi yaptıran kadınları izliyor.

Kürtaj ve sezeryana karşı başlatılan savaşın bir parçası olduğu anlaşılan sistem şöyle çalışıyor. Özel veya devlet hastanesinde gebelik testi yaptırdığınızda TC kimlik numaranızla beraber tüm bilgileriniz, test sonuçlarınız bakanlık veritabanına işleniyor. Örneğin şeker hastası olsanız niye kontrolüne gelmedin diye sormayan bakanlık her nedense gebelik durumunuzla çok yakından ilgileniyor. Hatta bırakın şekeri kadın hastalıklarından birine sahipseniz bu bakanlığın takip etmeye meraklı olduğu bir konu değil. Sadece başbakanın hedef belirttiği üzere en az 3 çocuk doğurmanızla yakından ilgileniyorlar. Olası bir kürtajı önlemek için her an ensenizdeler. Bakanlık bilgilerinizi derhal aile hekiminize iletiyor. Aile hekiminiz de çeşitli para ve disiplin cezalarına maruz kalmamak için gerekirse sizi evde ziyaret ediyor. Aile hekimi gebeliğinizle ilgili takibi yapmak zorunda. Ama aile hekiminiz mantar ve benzer sorunlarınızı takip etmek zorunda bırakılmıyor.

Şimdi durumu özetleyelim. Kürtaj yasak, en az 3 çocuk doğrmanız devletin başı tarafından emrediliyor. Eşinizden dayak yiyorsanız sizi koruyacak kimse yok. Karakolda yine kadını dövüyorlar. Kadın öldürmek serbest. Tecavüzde tecavüze uğrayan kadın suçlu, eğer rızası olmasa veya kuyruk sallamasa tecavüze uğramaz diye alınan mahkeme kararları var. Küçük kız çocuklarına toplu tecavüzler yaşanıyor. Tecavüzde mahkeme gurup indirimi yapıyor. Tecavüze uğrayan kişi medyada her türlü afişe edilirken tecavüz edenleri kimse tanımıyor.

Üstelik işin en trajikomik yanı tüm bunlara neden olan yasaları çıkaran, uygulayan kafalar otobüslerde taciz var nameleriyle kadınlara pembe otobüs koyalım diye ortaya çıkıveriyorlar. Belki amaç pembe otobüstür, dayak, cinayet, tecavüz ise sadece pembe otobüsle kadınları ayrı seyahat ettirmektir.

Tecavüzcünün, dayakçının, tacizcinin kendi ailesinde eşi, kızı olmasa da en azından bir anası vardır. Aynı şey kendi başlarına da gelebilir. Peki bu yasaları çıkaran, uygulayan, kadını sadece doğurma makinesi olarak nitelendiren her yaptırımı ve söylemi kullananların vicdanı yok mudur?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz