Polis Akademisi Başkanlığı’na atanan Prof. Remzi Fındıklı, ‘Hasılı Kelam – Özlü Sözler’ adıyla yayınladığı kitabında “15’inde kız ya erde, ya yerde olmalı” diye anlatıyor. Polis akademisi bu ülkeye önemli mevkilerde görev yapan, canımızı, malımızı, namusumuzu emanet ettiğimiz polis müdürlerini, amirlerini yetiştiren en önemli kurumdur. Şiddet gören bir kadının canını kurtarmak için 2 seçeneği vardır : Polis karakoluna sığınmak, ailesine sığınmak..

Melek Karaaslan, 1988 doğumlu 8 çocuklu bir ailenin 2. çocuğu 16 yaşında Ağrı’nın Hamur ilçesine gelin edilmiş. Çevrenin iddialarına göre evlendiği günden itibaren koca ve ailesi tarafından sürekli dayak yemiş. Hatta hamileyken yine bir dayak sonrası bahçede tek başına doğurduğu bebeği ölmüş. Bunun üzerine bunalıma girmiş, akli dengesini kaybetmiş. Ailesinin 4-5 ay kızlarından haber alamaması üzerine kız kardeşini görmeye giden ağabeyi tarafından bir tuvalette yaralı ve kendinden geçmiş halde bulunmuş. Daha önce dayak yediği için baba evine kaçan ancak namustur diye işkence gördüğü koca evine geri gönderilen Melek bulunduktan bir süre sonra, ambulans uçakla sevk edildiği Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servisinden 25.07.2012 saat 15:00 te hayatını kaybetmiştir.

Melek’in ailesi işkence gördüğü eve geri gönderdikleri kızlarının ardından şimdi göz yaşı döküyor. İşkenceci eş ve ailesi savcılığa ifade verdikten sonra serbest bırakıldılar. İfadelerinde kızın geldiğinde zaten konuşmadığını ve hiç dayak olmadığını belirttiler. Melek tuvalette bulunduğunda yaraları kurt sarmıştı.

Melek koca evinde gelinlik vazifesini yerine getirirken namuslu şekilde hayatını kaybetti. Kayınvalidesi tarafından götürüldüğü hocanın dualı muskalı tedavisine yanıt vermemesi büyük talihsizlik oldu. Hoca zaten keşke almasaydınız demişti, modern tıp da Melek’i hayatta tutmayı başaramadı..

ancak yıllar sonra..

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz