Prof. Dr. Kenan Demirkol insan bünyesinin günde sadece gram şekeri tolere edebileceğini vurguluyor. Tabi ideal olan hiç şeker tüketmemek ancak hemen her yediğimiz şeyin içinde bir miktar şeker var. Günde birkaç bardak çay, bir gofret, bir dilim kek, bir kola derken çoğunlukla 30 gram şekerden fazlasını tüketiyoruz. Bağışıklık sisteminin başlıca düşmanı şekerin insan bünyesine uyumlu hale gelmesi için yaklaşık bir 30.000 yıl süre gerektiğini belirten Prof. Dr. Kenan Demirkol şekerden kaçarken bir başka tehlike konusunda da uyarıyor. Şeker yerine kullanılan tatlandırıcılar..
Bilindiği gibi insülin kandaki şeker dengesini ayarlamak üzere pankreas tarafından salgılanan çok önemli bir hormondur. Ancak insülin salgılanmasını tetikleyen şey dilimizdeki tat alma dokusunun “tatlı” sinyalini beynimize ulaştırmasıdır. Tatlandırıcılı bir besin tükettiğimizde bu sahte uyarıyla harekete geçen insülin salgılanması şekerin düşmesine, halsizliğe, acıkmaya yol açacaktır. Dolayısıyla tatlandırıcı kullanımına da çok dikkat edilmesi gerekiyor. Damak tadı açısından çayınızı tatsız içemiyorsanız size daha sağlıklı önerilerimiz var. İlk başta yüzünüz buruşsa da birkaç damla limon çayınızı şenlendirecektir. Bununla beraber bal kullanmanız da şeker ve tatlandırıcı kullanmaktan daha iyi bir seçim olacaktır.
Bal, limon, şeker, tatlandırıcı hepsinden mahrum kaldınız peki ne yapacaksınız? Çok basit, artık kendinizi zehirlemektense yiyecek ve içeceklerin kendi doğal enfes tatlarını alacaksınız. 2 şeker atıp içtiğiniz çay size çay tadı vermez. Siz o sırada şeker tadı alırsınız ve çay tadını bilemezsiniz. Ayrıca şöyle düşünün. 10.000 yıl önce eski insanlar yaralanma, hastalık veya dişlerini kaybettikleri için beslenemeyip ölürlerdi. O sıralarda şeker ve tatlandırıcı yoktu. Sizin yaralanma, hastalık ve dişsizlikten dolayı ölme riskiniz çok daha düşük olacağından bu maddelerden uzak durmanız halinde ömrünüzü uzatacaksınız.
